Natural Living /Doğal Yaşam ( EN-TR)

in voilk •  last month

    One of my dreams is to live in a house made of wood in nature. For this, I try to get information about the land and the location of the places I visit. I dream of a natural environment where trees and plants will be my neighbours in a secluded and quiet environment. Imagine a hut in a forest with smoke coming from the chimney. It has snowed. It is cold. When you look from a distance, covered with white snow, smoke rises from the roof. The heat from the fireplace fills the room. In your reclining armchair, you are ready to start stories on the pages of the book you have taken in your hand by the window.

    Hayallerimden biri de doğanın içinde ağaçtan yapılmış bir evde yaşamaktır. Bunun için özellikle gittiğim yerlerin arazileri ve bulundukları konum hakkında bilgi almaya çalışıyorum. Gözlerden uzak sessiz bir ortamda, ağaçların ve bitkilerin komşularım olacağını bir doğal bir ortam hayal ediyorum. Düşünsenize, bir ormanın içinde, bacadan dumanı tüten bir kulübe olsun. Kar yağmıştır. Hava soğuktur. Uzaktan baktığınızda bembeyaz karlarla kaplı, çatınadan dumanlar yükselir. Şömineden yayılan ısı odayı kaplamıştır. Geriye doğru yaslanabilen koltuğunuzda, pencerenin kenarında elinize aldığınız kitabin sayfalarında hikayelere başlamaya hazırsınızdır.

    The idea of living in a house made entirely of natural materials in nature sounds a lot. This idea is among the dreams of many people like me, especially in today's conditions. Imagine that you have a hut among the trees that is enough for you and your loved ones and a small garden that you will decorate with your own talents.

    Doğanın içinde tamamen doğal malzemeler kullanılarak yapılmış olan bir evde yaşama fikri kulağa çok geliyor. Bu fikir özellikle günümüz koşullarında, benim gibi birçok kişinin hayallerini arasında yer alıyor. Ağaçların arasında size ve sevdiklerinize yetecek kadar bir kulübe ve etrafını kendi yeteneklerinizle süsleyeceğiniz küçük bir bahçeniz olduğunu hayal edin.

    I have rolled up my sleeves to build a life in nature. Perhaps it may sound trivial, but I would like to mention a small detail about life, or rather about our dreams. After realising a dream that we would like to have, I cannot understand our desire for more and more. Isn't it best to pursue happiness by knowing how to be content with what we have?

    Doğa içinde bir yaşam kurmak için kollarımı sıvamış durumdayım. Belki sıradan gelecek ama, hayata dair, daha doğrusu hayallerimizi ilgilendiren küçük bir ayrıntıyı da belirtmek isterim. Sahip olmayı çok istediğimiz bir hayalimizi gerçekleştirdikten sonra, hep daha fazlasını isteme arzumuzu bir türlü anlayamıyorum. Elimizdekilerle yetinmeyi bilerek, mutluluk peşinde koşmak en iyisi değil midir?

    I know very well that I don't have enough experience to live in nature yet. But for every job you just started, there will be a novice. I will overcome my inexperience here with the belief that people are also a part of nature. Frankly speaking, I can't wait to start my natural life. From now on, I want to remove myself from the city life and head towards the beautiful silent lands of nature.

    Henüz doğada yaşayabilecek kadar tecrübem olmadığını çok iyi biliyorum. Ama yeni başladığınız her iş için bir acemilik mutlaka olacaktır. Burada ki acemiliğimi, insanlar da doğanın bir parçasıdır, inancıyla gidereceğim. Açıkcası doğal hayatımı başlatmak için sabırsızlanıyorum. Bundan sonra şehir yaşamından kendimi alıkoyup, doğanın ne güzelim sessiz topraklarına doğru yönelmek istiyorum.

    The idea of meeting the needs of people in the city from nature, which we call natural life, is spreading day by day. Our most important duty in natural life is to protect water, forests and soils. We can do this by establishing a spiritual connection with nature.

    Doğal hayat adını verdiğimiz, insanların şehirdeki ihtiyaçlarını tabiattan karşılaması fikri, günden güne yayılıyor. Doğal yaşamda bize düşen en önemli görev ise, suyun, ormanların ve toprakların korunması olmalıdır. Bu görevimizi de doğayla ruhsal bir bağ kurarak yapabiliriz.

    I made my first experience of living in nature with a tent. The most enjoyable part for me was to sleep in a sleeping bag that made your body warm, with the sound of the raindrops that made the surprise of that day every time they touched your tent.

    Doğada yaşama konusunda ilk deneyimimi çadırla yapmıştım. Bana en keyif veren tarafı da, Bedeninizi sıcacık yapan uyku tulumunun içinde, o günün sürprizini yapan yağmur damlalarının çadırınıza her değdiğinde çıkardığı sesle, öylece uyumaktı.

    What triggers my dream of living in nature the most is the traffic density in the city, which is becoming more and more unbearable every day. Last week I went out to nature in a region quite far from the city centre. This region, located on the Kortuteli road, used to be a camping area long ago. All the blessings of nature were right in front of me in all their beauty. Everything looked so pure and innocent to my eyes; the impartiality of every living thing around me and their fairness in their own natural laws made me very happy. Being in nature, which was constantly moving and changing colour, was good for my soul. Obviously, when I cannot go to nature and in very crowded environments, I feel a resentment. I become unhappy and restless.

    Doğada yaşama hayalimi en çok tetikleyen de, şehirde yaşanan ve her gün daha da çekilmez hala gelen trafik yoğunluğunun olmasıdır. Geçen hafta şehir merkezinden oldukça uzak olan bir bölgede doğaya çıktım. Kortuteli yolu üzerinde yer alan bu bölge, çok önceleri, kamp alanı olarak geçiyormuş. Tabiatın bütün nimetleri tüm güzelliğiyle tam karşımda duruyordu. Gözüme her şey o kadar saf ve masum görünüyor ki; etrafımdaki her canlının tarafsız oluşu ve kendi doğa kanunlarında adil olmaları beni çok mutlu ediyordu. Sürekli hareket eden ve renk değiştiren doğanın içinde olmak, ruhuma iyi geliyordu. Açıkçası doğaya gidemediğim zamanlarda ve çok kalabalık ortamlarda üzerimde mutluka bir kırgınlık hissediyorum. Mutsuz ve huzursuz oluyorum.

    I would like to share an interesting memory while travelling in nature again. After a long and tiring walk, I was lying in the shade of a plane tree with a wide trunk whose branches reached almost to the sky. When I went to the same area weeks later, I saw many moles among the flowers around the tree, scraping the soil as if creating small caves. I can never forget such a beautiful view.

    Yine doğada gezerken ilginç bir anımı paylaşmak isterim. Uzun ve yorucu bir yürüyüşün ardından, dalları neredeyse gökyüzüne uzanan geniş gövdeli bir çınar ağacının gölgesinde uzanmıştım. Aynı bölgeye haftalar sonra gittiğimde ise, ağacın çevresinde çiçeklerin arasında bir çok köstebeğin toprağı kazıyarak sanki küçük küçük mağaralar yarattıklarını gördüm. O kadar güzel bir manzarayı hiç unutamıyorum.

    As a person who loves nature very much, I am very saddened to see trees that have defied time, perhaps hundreds of years old, keeping their trunks close to the ground as if they have completed their lives. Those trees, which are now waiting to fall down and surrender themselves to the soil, reach their soil at the end of the strong winds.

    Doğayı çok seven biri olarak, zamana meydan okuyan belkide, yüzlerce yıllık olan ağaçların, sanki ömürlerini tamamlamışcasına gövdelerini toprağa yakın tutmalarına çok üzülüyorum. Artık yıkılmayı ve kendini toprağa teslim etmeyi bekleyen o ağaçlar, şiddetli rüzgarların sonunda topraklarına kavuşuyorlar.

    I have been to different points in different regions of Antalya's districts many times. Each time I went, I saw the landscapes revealed by seasonal changes. I share most of these landscapes in my blog posts. Especially on weekends, I make an appointment with nature. Each time, I am excited to see the changing landscapes.

    Antalya'nın ilçelerinde farklı bölgelere farklı noktalarına defalarca gittim. Her gittiğimde, mevsimsel değişikliklerin ortaya çıkardığı manzaraları gördüm. Bu manzaralarının çoğunu blog yazılarımda da paylaşıyorum. Özellikle hafta sonları doğa ile randevulaşıyorum. Her seferinde, değişen manzaraları görmek beni heyecanlandırıyor.

    To summarise my article, I love walking in nature, I love my enthusiasm for living in nature. When I am intertwined with nature, I enjoy wandering among the plants and in the living nests of tiny creatures that I cannot see above the soil, but from time to time I hear their voices. I love to watch the sky through the trees in the shade of a wide-bodied tree, giving my back to the soil. Until we meet again, stay with love and nature.

    Yazımı toparlayacak olursam, doğada yürümeyi, doğada yaşama hevesimi seviyorum. Doğayla iç içe olduğumda, bitkilerin arasında ve toprağın üstünde göremediğim ama zaman zaman seslerini duyduğum, minik canlıların yaşam yuvalarında gezinmekten büyük keyif alıyorum. Geniş gövdeli bir ağacın gölgesinde, sırtımı toprağa vererek, ağaçların arasından gökyüzünü seyretmeyi çok seviyorum. Tekrar görüşmek üzere, sevgiyle ve doğayla kalın.

      Authors get paid when people like you upvote their post.
      If you enjoyed what you read here, create your account today and start earning FREE VOILK!